sevgili blog ;

merhaba blog , sevgili blog ,

   Gecmiş zaman ola ki , Ahmetin günlüğü diye bir program vardı.Biz de Ahmet yaşlardaydık galiba o zamanlar, cok da hatırlayamıyorum .
  Hayatı sadece TRT ekranından izledigimiz yıllardı. Bloggerlar  daha genc sanırım , şimdi kaç kişi hatırlar bu katip  Ahmeti bilmem. Sevgili günlük diye baslardı Ahmet , günlük yazardı akşam olunca.Bizleri de yazmaya özendirmek idi yapımcının amacı sanırım ;basarmış olmalı.
Hergün olmasa da bizler de yazdık o günlerde onu izlerken.Benimki kalıcı bir alışkanlık,hayatımın parcası oldu. Liseden beri günlük tutarım. düzenli olarak..Kimine Ahmet gibi merhaba günlük , selam günlük , canım dostum sırdaşım vs böyle basladıklarım olurdu.. Bugün biraz o ruh halinde sana yazıyorum..
Hala günlük defterlerim var ve günlük aylık 3 aylık 6 aylık da olsa , yazarım mutlaka.
 Kalemin kagıtın yeri ayrı be blog..!
Gecenlerde 2004 yılının günlüğünü okudum tesadüf.öylesi güldüm ki.Ev arkadaşımın yaptıgı bir karikatür yapıştırmışım..benim günlüklerimde ohoo neler yok ki.. takvim yaprakları. şiirler..şarkı kasetlerinin koparılmış sayfaları ,bir dolu envai cesit yazı cizi.. neden bunları yapmışım ki dedigim  oluyor şimdi dönüp baktıgımda o sayfalara. neyse ,2004 yılı beni hem güldürdü hem düşündürdü hem derinlere götürdü.. Hadi başladık madem ,diger defterlere de bir gözatayım dedim..
Lise yıllarının defterine daldım..
 Kimselere veremedigim kırmızı bir kazağım var. Ne zaman aldık ,biri mi hediye etti;hiç hatırlamıyordum ,yani özel bir hatırası yoktu , fakat onu nedense veremiyorum yıllar var. Normalde giysi tutmam dagıtırım cok kolay. Benzeri bir duyguyla tuttuğum mavi krem cizgili bir hırkam vardı. Meltem Günerin videolarını izledikten  sonra onunla duygusal bağımı çözüp vermiştim.. Hırka bana okul yıllarını hatırlatıyormuş,gecmişe baglı kaldıgım için onu veremiyorum diye kendimce bir psikolojik irdeleme sonucuna varıp o hırkayı ya sarı kutulara attım yada verdim birine.benden cıktı gitti velhasıl..Ammavelakin kırmızı renkli önünde beyaz at resimleri olan kazağım; galiba benimle mezara gidicek.giymesemde dolapta,sanki demirbaş gibi. Meğerse 1991 de yılında pazardan almışız. O günü yazmışım defterime.. Saat alıcakmışız ama paramız yetmemiş , kırmızı kazagımı almışız. hatta annemle bir de pazarda kavga etmişiz. Parantez icinde bir de notum var  ; her zamanki gibi :)
2.şubat 1991 sadece bir paragraflık yazım, beni 30 yıl sonra öylesi mutlu etti , gülümsetti ki.
 Anneme de okudum ,kavga kısmna gülüştük , bak o zamanlarda aynıymışız diye, anne kız ilişkimiz azıcık hararetli olabiliyor..:))

 Seni açarken de bir cesit günlük gibi düşünmüştüm. Ama ? yok olmadı blog.
Blogger olmak baska birşeymiş, buraların kokusu havası, raconu  başka. Günlük defteri gibi değil. Bazen okunmak güzel ,ama bazen kendini ele vermek istemiyorsun baska dünyalara. Bana kalsın diyorsun. Oysa günlüğüne herseyi yazarsın. Blogger dünyası baska bişi.. Bir de mimlemek ,meydan okumalar vs bişiler var. digerlerinde gördüğüm. Oraları da pek bilemedim. ne oluyor nasıl oluyor. rastladıgımı okuyorum..

  Yine de, seni de cok sevdim blog..
yerin ayrı. benim icin özelsin.Biz böyle kendi halimizde bir bloguz..
Eşimiz dostumuz da oldu yavastan..tanıdıklarımız ..ismen hatırlayıp, blogunun adı neydi ,nerdeydi diye bir yerlerden tıklatıp arayıp bulup ,gidip ziyaret ettiklerimiz ..eh bizim de ziyaretcilerimiz okuyucularımız oldu..eksik olmasınlar..
 2013 de baslamışız birlikteligimize .öyle böyle  kac yıl olmuş bak..
 yazmayı her şekilde sevdim blogcum ,
 blogger olmak da pek basarılı olabileceğim gibi durmasa da (tabi bu basarı neye göre ,izleyici saysısı yorumcu sayısı ,tıklanması vs .) bu işlerden pek nlamasam da , biz böyle mutluyuz degil mi can can ?

içim dışım sobe işte ,ötesi var mı ?  suraya bir de resim ekliyeverelim.. öyle yapmak daha iyi oluyormuş buralarda..Bu resim sana gelsin blog..sen bilmezsin ,biz eskiden mektupla ,cesit cesit kartlarla yazışırdık..postacı yolu gözlerdik. ,bir zamanların en güzel dostlarından arkadaşlarından bana gönderilen kartlardan biri..


Yorumlar

  1. Benim de ilkokuldan beri vardır günlüklerim. Buraya yazmaya başladığımdan beri azaldı ama yine de senin gibi elime kâğıt kalem alıp yazmanın keyfi başka.

    Mimler şu demek oluyor. Birisi sorular soruyor sonra bunu cevaplaması için seçtiği blogları söylüyor. Cevaplayan blog da yayımlarken kendi seçtiğş blogları mimleyerek onlara soruyor. Bu şekilde hem yazı konusu çıkıyor hem birbirimizi tanıyoruz. Bazen mimin konusunu seversek kendi kendimi mimledim diye kimse bize sormasa da cevaplıyoruz :)

    Meydan okumalar daha uzun vadeye yayılıyor. Biri bir konuda belli bir süre içinde tamamlanacak işler belirliyor. Bazen soruları cevaplıyorum belli bir süre boyunca . Bazen belli konularda film izliyoruz falan.

    YanıtlaSil
  2. tesekkürler , böylece mim ve meydana okumalarını da ögrendim bu alemin :)
    kendini mimlemek iyi fikir aslında.

    YanıtlaSil
  3. Benimde tanışmam bloggerla 2013 yılıydı. Hiç günlük tutmadım. Hatrıa defterlerimiz olurdu. 1990 yıllarda okulda arkadaşlarımıza yazdırırdık o dönemde "Bu sayfayı bana ayırdığın için çok teşekkür ederim diye başlardı. O yıllara götürdünüz beni :)

    YanıtlaSil
  4. :) o yılları hatırlayanların olması beni de mutlu ediyor..sanki cok eskilerde kaldılar.dijital dünya cok cabuk heralanı ele gecirdi

    YanıtlaSil
  5. Yazmasan bile kapatmamışsın. Gelmişsin yazmışsın. Bu çok güzel bir şey. Okunmaya kafaya takma. Gönlünden geçeni yaz :)

    YanıtlaSil
  6. evet..kapatmaya niyetim yok.. içimden ne zaman ne gelirse onu yazıyorum.
    ziyaretinize de tesekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Ben hiç günlük tutmadım ama bazen keşke tutsaydım diyorum. Bazen geç kalmış sayılmam şimdi başlayayım diyorum ama olmuyor ya hu bir türlü başlayamıyorum. İmrendim size...

    YanıtlaSil
  8. Hep yazsın, çok çok okunasın inşallah 🙏🌷😊🤚

    YanıtlaSil
  9. Ya şimdi bende tuttum desem yaşlı olurmuyum ki bir dönem bende günlük tuttum.Sonraları sınıf arkadaşlarına sene sonları yazdırılan hatıra defterleri kalbin kadar bu temiz sayfayı bana ayırdın diye başlarlardı :) Bende 3-5 senedir kendimce blog işi ile uğraşıyorum. Çok büyük maddi kazanımlarım olmadı arkadaş ve okuyucu konusunda ise güzel kazanımlar elde ettim.Tabi en büyük kazanımı yazmayı geliştirmek okumayı ve daha çok şey öğrenmek sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  10. ziyaretiniz ve yorumunuz icin tesekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder